DRAMA ÖRNEKLERİ 4
BULUTLAR
Öğretmen çocuklara: “şimdi hepimiz gökyüzündeki bulutlarız, gökyüzünde dolaşıyoruz, dolaşırken diğer bulutlara çarpmıyoruz” der. Öğretmen “hafiften rüzgar esmeye başladı, rüzgar bulutları sürüklemeye başladı”, “rüzgar gittikçe hızlanıyor, bulutlar da gökyüzünde daha hızlı ilerliyor, birbirlerine çarpmamaya çalışıyorlar” gibi yönergeler kullanır. Öğretmen çocuklara “bulutlar ileride gördükleri pembe dünyaya doğru ilerlemek istiyorlar (öğretmen daha önceden pembe bir örtüyü bahçenin uygun bir yerine asmıştır), ama rüzgar bulutların ilerlemesini engelliyor. Bulutlar ilerlemeye çalışıyor, rüzgar bulutların ilerlemesini engellemeye devam ediyor”. Bir süre devam edilir. Öğretmen “bulutlar, hep birlikte sessizce rüzgarı dinleyelim. Ben duyuyorum, eğer istediği şeyleri yaparsak bizim mavi dünyaya gitmemize yardımcı olacağını söylüyor. Acaba rüzgar bizden ne istiyor?” der ve çocuklardan gelen yanıtlar dikkate alınarak rüzgarın istekleri yapılır. Öğretmen de bu arada “ Rüzgar, tek ayak üzerinde durmamızı istiyor, tek ayakla sıçrayarak gitmemizi istiyor, çift ayakla sıçrayarak gitmemizi istiyor” der ve çocukların söylenen yönergeye uygun hareket etmelerini sağlar. Öğretmen “ Rüzgar artık esmiyor, bulutlarımız çok yorulmuşlar, yavaş yavaş pembe dünyaya doğru ilerlemeye devam ediyorlar. Bulutlar pembe dünyaya gelirler
BÜYÜME DRAMASI
Ben, bir bebeğim (Bebek gibi küçülme hareketi yapılır. ).
Önce emekledim (Emekleme hareketi yapılır. ).
Sonra yürüdüm (Yürüme hareketi yapılır. ).
Sonra konuştum (Konuşma hareketi yapılır. ).
Büyüdüm, büyüdüm, büyüdüm (Büyüme hareketi yapılır. ).
Okula başladım, şimdi 6 yaşındayım (6 parmak gösterilir. ).
ORMANDAKİ TUZAKLAR
YAŞ : 5–6
SÜREÇ : Tüm sınıf
B. A. D. A. AMAÇ : Verilen bir problem durumunu çözebilme
KAZANIM :Probleme çeşitli çözüm yolları söyleme
MATERYAL :Tuzak hazırlamak için ip, su birikintisi için mavi karton ve renkli fon kartonlarından hazırlanmış çiçekler.
Öğretmen daha önceden kartlara resimler hazırlamıştır. Bu resimler nesnenin nerede bulunduğunu gösteren şekildedir. Örneğin; köpeğin kulübenin içinde olması, vazonun masanın üstünde bulunması, tavuğun kümesin dışında olması vb. bu resimler büyük kartlara hazırlanır ve öğrencilere tek tek gösterilir. Öğrenciler resme bakarak varlıkların nesnelerin neresinde bulunduğunu söylerler. Nesnenin nerede bulunduğunu doğru söyleyen çocuk diğer arkadaşları tarafından alkışlanır. Etkinlik böyle devam eder daha sonra rahatlama çalışmalarına geçilir
DEREDEN GEÇME DRAMASI
Sınıfta yere tebeşirle ya da iple iki paralel çizgi çizilir. Çocuklara buranın dere olduğu, çok hızlı aktığı fakat boylarını geçmediği anlatılır. karşıya geçmeleri gerektiği bunun için de yalnız bir sepet, iki uzun sopa ve uzun bir ipleri olduğu söylenir. .
buradan sonrası çocukların yaratıcılığına kalmış. . bizim sınıfta uyguladık müthiş fikirler çıktı. .
mesela sepeti sandal, sopaları kürek olarak kullandılar. . Onlar sepete oturunca bizde onları itekleyerek karsıya geçirdik.
ya da ipi sepete bağlayıp içine birini oturtup çekeriz dediler onu da uyguladık
boyu aşmadığı için sopaları dereye saplayarak geçeriz dediler
sopalara ip bağlayıp birini derenini bu tarafında yere saplarız diğerini karsıya atarız o da yere saplanır ipten tutarak geçeriz dediler. . . . ve geçtiler. . çok severek uyguladılar.
herkese tavsiye ederim çok eğlenceli oluyor.
YÜKSEK-ALÇAK
ISINMA ÇALIŞMASI: FIRÇALAR
HEDEF: PMA: A5: Denge gerektiren belirli hareketleri yapabilme
K4: Tek/Çift ayak üzerinde olduğu yerde zıplar
SÜREÇ: Bütün sınıf
Çocuklar sınıfta dağınık olarak dururlar şimdi ellerinde bir fırça varmış gibi duvar boyamaları istenir daha sonra zıplayarak yüksekleri boyamaları istenir daha sonrada alçak olan yerleri boyamaları istenir
SERÇENİN KAHVALTISI
HEDEF: SDA: A11: Estetik özellik oluşturan ürünler oluşturabilme
K8: Sunularında hayali /gerçek nesneler kullanır
SÜREÇ: Bütün sınıf
YAŞ: 5-6
MATERYAL: —-
_Öğretmen yüksek sesle anlatır
( Çocuklar hareketleri istedikleri gibi canlandırırlar )
_ Bir ağacın dalında uyuyan serçe uyandı
( Çocuklar yere çömelir, kolları yukarı kaldırır ve çırpar)
_ Kuş çok yükseklerde uçuyor
( Çocuklar kuş gibi uçarak yükseklerde olduklarını düşünürler)
_ Kuş solucan bulmak için alçaklara indi.
( Çocuklar kollarını yana açarak ve dikkatle bakarak sınıfta dolaşırlar )
_Sonra serçe bir solucan buldu.
( Çocuklar çömelir eller yerde baş önde )
_Kuş ağaca geri döndü en yüksek yerine kondu
( Kollar yanda uçma hareki yaparak ağaca geri dönerler )
RAHATLAMA ÇAILIŞMASI: Yaprak
HEDEF: BA: A2: Olay yada varlıkların özelliklerini gözlemleyebilme
K1: Olay yada varlık özelliklerini söyler
Şimdi gözlerinizi kapatın ve yüksek bir tepe düşünün o tepede bir ağaçta bulunan bir yapraksınız yüksekten aşağıya doğru bakıyorsunuz çiçekler tavşan kuşlar… ve önünüzde uzun bir dere ve derede yüzen ördekler balıkları görüyorsunuz. Ördekler balıklara göre daha yüksekte. Birde baktınız ki uçan kuşlardan bir tanesi size doğru geliyor ve siz korkuyorsunuz ve koptunuz şimdi yüksekten alçaklara doğru düşüyorsunuz biraz önceki gördüğünüz şeyler kayboldu artık alçalta ve yerdesiniz yatıyorsunuz şimdi neler görüyorsunuz 5’e kadar sayacağım 5 dediğimde gözlerinizi açabilirsiniz. Neler hissettikleri sorulur yüksek ve alçak arasındaki farklar konuşulur
DRAMA ÖRNEĞİ FİŞKO
soğuk sulardan dalıp çıkarsın
Benim yeşil turnamı yakalayamazsın
Nanayda fişko
Fişkonomi serenomi ku vak ta vak vak
Bi dap bi dap ta dap dap
Fşşşşşş yakında gelecek kışşş
Hani bize alkışş (şak şak şak)
Hani bize alkışş (şak şak şak)
Hani öğretmenlere alkış (şak şak şak)
HAYVANLARI SEVELİM
DEĞER : Sevgi
SINIF : Okul öncesi
AMAÇ : Amaç 2. Başkasını sevebilme
KAZANIM : 1. Çevresindeki insanların / varlıkların farkına varır ve onlara ilgi gösterir.
4. Çevresindeki insanlara / varlıklara şefkat göstermesi ve merhamet etmesi gerektiğini bilir.
5. Çevresindeki insanlara / varlıklara sevgisini göstermesi gerektiğini bilir.
MALZEMELER : Ek-1, Hayvan maskeleri, Ek-2
KAYNAKLAR : Eğitici Drama uygulamaları Morpa yay. (Zeynep ÖZLİ)
SÜREÇ
 Öğretmen çocuklara birlikte “Hayvanları sevelim” isimli drama oyununu oynayacaklarını söyler.
 Çocuklara drama oyununu nasıl oynayacağımızı anlatır ve çocuklarla birlikte rol dağılımını yapar ve çocuklara maskelerini verir.
 Drama etkinliği sonunda çocuklarla tartışma aşamaları gerçekleştirilir ve çocuklara sevgi, hayvan sevgisi ile ilgili sorular sorulur.
 Son olarak Ek-2’deki çalışma sayfası çocuklara dağıtılarak uygulanır.
 Öğretmen çocuklara “Hayvanları sevelim” isimli şarkıyı daha önceden öğretmiş olmalıdır.
DEĞERLENDİRME
 Çocuklar, çevrelerindeki varlıklara ilgi ve sevgilerini gösterebildiler mi?
EK-1
Dün küçük bir kuş ağaca kondu.
Ne güzel, ne güzel ötüyordu.
Gittim evden yem getirdim. (Kuş, şarkı söyleyenlerin yanına gelir ve ellerinden yemini yer. )
Yemini yiyince uçtu gitti.
Küçük kuş, küçük kuş,
Yine gel yine gel. (Kuş uçarak uzaklaşırken yem verenler ve kuş birbirlerine el sallar. )
Gel minik kuş, yine gel.
Dün minik bir kedi kapıya geldi.
Ne acı, ne acı miyavlıyordu.
Gittim evden süt getirdim, (Kedi şarkısı söyleyenlerin yanına gelir ve ellerinden sütünü içer. )
Sütünü içince kaçtı gitti.
Minik kedi, minik kedi,
Yine gel, yine gel. (Kediyi besleyenler ve kedi birbirine el sallar. )
Gel minik kedi, yine gel.
Dün küçük bir köpek yanıma geldi.
Ne güzel, ne güzel havlıyordu.
Gittim bir kemik getirdim. (Köpek, şarkı söyleyenlerin yanına gelir ve ellerinden kemiğini yer. )
Kemiği yiyince kaçtı gitti.
Küçük köpek, küçük köpek,
Yine gel, yine gel. (Köpek uzaklaşırken onu besleyenler ve köpek birbirine el sallar. )
Gel küçük köpek, yine gel.
Hayvanları çok sevelim.
Onları incitmeyelim.
Onlar bizim dostlarımız.
Sakın incitmeyelim.
Onlar bizim dostlarımız.
Sakın incitmeyelim (Oyunda rol alan hayvanlar koşarak şarkı söyleyenlerin yanına gelir ve herkes birbirine sarılır. )
DENİZ DRAMASI
“Herkes kendini denizde düşünsün. Denizde önce yüzüyorsunuz su çok güzel. Büyük büyük dalgalar geliyor ve sizi yukarı kaldırıyor, siz de bir yukarı çıkıyor bir aşağı iniyorsunuz. Arada denizin dibine dalıp balıkları seviyorsunuz “eyvah o da ne anne balık yavrusunu sevdiğiniz için sizi kovalıyor. Çok hızlı yüzmelisiniz. Hızlı… Hızlı… Daha hızlı… çok yoruldunuz. Kumsala çıktınız. Dalgalar önce sizin ayaklarınıza kadar geliyor daha sonra bacaklarınıza geliyor. Dalga gittiğinde vücudunuzda kum taneleri kalıyor. Ve son olarak çok büyük bir dalga geliyor size doğru yaklaşıyor ve siz hızlıca kalkıp kaçmaya çalışıyorsunuz gittikçe yaklaşıyor yaklaşıyor… Eyvah kaçamadınız ve tamamen ıslandınız şimdi kalkıp bir havlu almaya gidiyorsunuz “ der ve elini şıklatır.
YERLİ MALI DRAMASI
Yerli malı ile alakalı olarak sınıfımızda uyguladığımız drama örneği çocukların çok hoşuna gitmişti. Öncelikle rol dağılımı yaptık zira tüm çocukları kapsayacak kadar rol yok. Bir çift seçiyoruz. Evde hanım beye bey bey şampuan bitmiş, misafir de gelecek hadi alışverişe gidelim der. Tabi hanımı önceden şallarla, aksesuarlarla süsledik beye de bıyık yaptık kasket taktık vs. Bey de tamam hanım hadi atla arabaya deyip direksiyonu alır eline. Başlarlar gezmeye. Markete gelince raflardaki ürünlere bakarlar fakat hanım hep yabancı mallardan yanadır. Bunu alalım bey dedikçe bey yerli malı yurdun malı herkes onu kullanmalı diye tekrarlar. Bu böyle devam eder. Neyse alışveriş bitinse kasaya gelirler ve kasiyer hesabı çıkarır. Tekrar arabaya atlayıp evlerine dönerler. İşte bu kadar.
HAYALİNDEKİ RENGİ SEÇ, SAVAŞ VE ÇOCUK
SEÇİLEN RENK: Bütün Renkler
KATILIMCI SAYISI: Bütün Sınıf
ARAÇ- GEREÇLER: Değişik renkte kesilmiş dikdörtgen şeklindeki kartonlar (15*10 olabilir)
AMAÇ: Üzüntü, mutluluk, heyecan gibi duyguları bedenini uyumlu bir şekilde kullanarak anlatabilme Sözel ifadelerle de hissettiklerini anlaşılır cümleler olarak anlatabilme Bir olayın nedeni ve sonucu hakkında fikirler üretebilme
HAYALİNDEKİ RENGİ SEÇ, SAVAŞ VE ÇOCUK
Çocuklar sınıf içerisinde herkesin birbirini görebileceği şekilde oturur Öğretmen elindeki renkleri teker teker çocuklara tanıtır Hangi renk olduğunu sorar Gösterilen renkleri günlük hayatta nerelerde kullandıklarını sorar Mesela pembeyi anlattığında çocuklardan pembe giysilerinin olup olmadığını sorabilir Her renk hakkında kısa konuşmalar yapıldıktan sonra öğretmen çocuklara son günlerde üzüldükleri bir olay olup olmadığını sorar Üzüldükleri olayın rengini seçmelerini ister Sırayla istekli olan tün çocuklara söz hakkı verir Sırası gelen çocuk İlk olarak hissettiği duyguyu sadece bedenini kullanarak anlatır Bedeniyle anlattıktan sonra sesli olarak ifade etmesini ister Sesli olarak da ifade ettikten sonra seçtiği rengin onda hatırlattığı üzüntünün bir kokusun olup olmadığını sorar ve onu da ifade etmesini ister
Öğretmen ikinci sözel yönerge olarak çocuklara mutlu oldukları bir olayı bedenlerini ve sözcüklerini kullanarak anlatmalarını ister
Bütün bu anlatımlar bittikten sonra öğretmen tekrar bir uyaran söyler “Çocuklar savaşın rengi sizce ne olabilir?” çocuklar bir süre bu uyaran ile baş başa bırakılır Savaşın dünyaya zararları, insanlara zararları, hayvanlara zararları, bitkilere zararları konusunda çocuklar düşündürülür Söz hakkı isteyen çocuklara öncelik verilerek savaş hakkında hissettikleri sorulur, sözel olarak ifade etmeleri istenir Savaş deyince akıllarına ilk gelen sesin ne olduğu sorulur, o sesi tanıtmaları istenir Savaşın bir kokusunun olup olmadığı sorulur Eğer var ise bunu da ifade etmeleri istenir
TARTIŞMA AŞAMALARI
ZİHİNDE CANLANDIRMA: Oyuna katılan tüm çocuklar gözlerini kapatarak renklerin onlara anımsattıklarını zihinlerinde canlandırmaya çalışırlar Olumlu, olumsuz hangi duygular var ise hepsini hayal etmeleri sağlanır Savaş konusundaki sözel yönergelere sıra geldiğinde hafif bir ses ile ritmi yüksek olmayan bir parça fon müziği olarak konulabilir
TANIMSAL DÜZEY: Çocuklara bu drama etkinliğinin kuralları söylenir Hayal edecekleri etkinlikler konusunda bilgi verilir Savaşı anlatan fotoğraflar çocuklara verilebilir İncelemeleri sağlanır
DUYGUSAL DÜZEY: Her çocuğa rolüne bağlı olarak neler hissettiği sorulabilir
BİLİŞSEL DÜZEY: Seçtikleri rengin gerçek hayat ile bağlantısını kurmaları istenebilir Üzüldükleri olayı değiştirmek ellerinde olsaydı ne gibi değişimler yapabilecekleri sorulur Savaşın dünyaya verdiği zararın ne olabileceği konusunda düşündürülebilir Neden ve sonuç ilişkisini kurmaları sağlanabilir
YAŞANTISAL DÜZEY: Çocuklara yaşantılarında kavgaya, savaşa, üzücü bir olaya, mutlu edici bir olaya tanık olduklarında neler hissettikleri sorulabilir Hayat normal seyrinde devam ederken aniden bu olaylar meydana geldiğinde, bu değişimin etkisi ile ilgili olarak neler hissettikleri sorulabilir
SALYANGOZ İLKBAHAR
DRAMA
PMA A1: K6
SDA A2: K1, 2
A7: K3
DA A4:K1, 2, 8
A5: K3, 5
• Birçok hayvan ilkbaharda yavrular demiştik hatırlıyormuşsunuz. Şimdi bende size yavruları olmuş, “şirin salyangoz ailesi”nin hikâyesini anlatacağım. Daha sonra biz bu hikâyeyi hep birlikte canlandıracağız, der.
Öğretmen hazırladığı kuklalarla hikâyeyi anlatır.
• Sonra hikâye çocuklarla birlikte canlandırılır.
• Öğretmen çocuklara anne baba ve yavru rollerini verir. Salyangoz ailesinin yaşadıkları canlandırılır.
-Dramanın sonunda öğretmen çocukları yere sırt üstü uzanmaları için yönlendirir.
-Öğretmen çocuklara dramayı uygularken neler hissettikleri ile ilgili sorular sorar;
-Yağmur yağdığında, ıslandığında neler hissettin,
Güneş açtığında sıcaktan bunaldın mı, hoşuna mı gitti.
-Sürünerek gezmek zor muydu?
-İnsanlar bütün hayatını sürünerek geçirmek zorunda kalsalar neler olurdu?
-İnsanlar evlerini salyangozlar gibi sırtında taşısalar ne olurdu?
-Çamura, toza, toprağa bulanınca ne hissettin?
ŞİRİN SALYANGOZ AİLESİ
Şirin bir salyangoz ailesi varmış. Onların küçük, sevimli bir yavruları varmış. Yavru salyangoz bir gün anne ve babasına:
_“Anneciğim, babacığım sırtımdaki kabuğu taşımaktan yoruldum. Sırtımdaki kabuk olmadan dolaşmak istiyorum. ”
Salyangozun annesi yavrusuna:
_“Ama yavrucuğum eğer sırtındaki kabuk olmazsa nasıl tehlikelerden, yağmurdan güneşten, toz, topraktan korunacaksın?”
Babası ise:
_“Minik yavrum bizlerin bu sert kabukları olmazsa yaşayamayız. Bu kabuk bizlerin evleridir. Bizi her türlü tehlikeden korur. ”
Minik salyangoz, oofff offf, diyerek suratını astı.
Minik salyangoz anne ve babasının tüm uyarılarına rağmen BirgÜn onlardan habersiz kabuğu olmadan dolaşmaya çıkmış.
_“Bahar mevsimi de gelmiş etrafı mis gibi çiçek kokuları sarmış, şuradan anneme götürmek için bir demet çiçek toplayım” diye kendi kendine söylenirken,
Biliyorsunuz ilkbaharda havalara güven olmaz çocuklar.
Birden yağmur başlamış, ardından kızgın güneş çıkmış, gölgeye kaçayım derken çamura bulanmış.
Ağlaya ağlaya yavru salyangoz eve dönmüş. Anne ve babasına:
_“Anneciğim, babacığım özür dilerim. Bir daha sizin sözünüzü dinleyeceğim. Başıma neler neler geldi. Kabuğumu bir daha bırakmayacağım” demiş
ORMANLAR
Öğretmen yere gövdesi, dalları belirgin olan büyük bir ağaç resmi çizer. Ağacın bölümleri çocuklarla birlikte tartışılır. Hangi kısmında hangi hayvanların yaşayabileceği hakkında konuşulur.
Ağaçların ne işe yaradığı, insanların ağaçlardan nasıl yararlandığı konuşulur. Ağaçlardan yapılmış araç gereçlere örnekler verilir.
Çocuklar olmak istedikleri hayvanı seçerler. O hayvan gibi hareket ederek ağaç resmi üzerinde yerlerini alırlar. Öğretmen bazı hayvanları hatırlatabilir kim olmak ister. . . vb sorularla. Ağaç olmak isteyen olursa fırsat verilir.
Öğretmen; “her şeyin çok güzel olduğu, hayvanların çok rahat ve güzel yaşadığı bir yağmur ormanında yaşıyoruz. Ama görüyor musunuz gövdede bişey oluyor, birileri onu kesiyor” der. ağaçlar birer birer yere düşerler.
Öğretmen; etrafa bir bakar mısınız, hiç ağaç kalmadı. Ağaçsız yaşayabilir misiniz” der. Her hayvan neden ağaçsız yaşanamayacağını anlatır.
Çocuklar bu durumda ne yapılabilir fikrini tartışırlar. Ormandan gitme fikri çoğunluk kazanırsa öğretmen farklı fikirlere yönlendirmelidir.
Öğretmen, yeni bir ormanın nasıl yapılabileceğini sorar. Alınan yanıtlarla yeniden bir orman yapılır.
Ormanları korumak için neler yapılabilir, tartışılır
ORMANDA KAMP
• Ormanda kamp kurmak için çocuklar araç-gereçlerini alırlar ve yolculuğa çıkılır.
• Beğendikleri yerde dururlar, çadırlarını çıkarırlar.
• Sınıfın bir köşesinde, çamaşır ipi gerilip yada masanın üzerine büyük bir çarşaf konularak oyun çadırı oluşturulur.
• Ellerindeki araç-gereci çadırın içine ya da dışına yerleştirirler.
• Sonra isteyen kurumuş ağaç dallarından toplar, gölde yüzer, ağaçlardan meyve toplar, dağa tırmanırlar ve çadıra dönerler.
• Toplanan dal parçalarıyla temsili olarak ateş yakarlar, üzerinde yemek pişirirler ve sonra da bir güzel yerler.
• Yemekten sonra müzik açılıp, kamp ateşinin etrafında dans ederler.
• Ateşin üzerinden atlarlar ve eğlenirler.
• Daha sonra uzanıp dinlenirler. Kalkınca çay içerler, ateşi söndürüp, çadırı söküp eve dönüş için yola çıkarlar.
AHTAPOT VE MİNİK BALIKLAR
Hedefler • Yaratıcılık ve düş gücünü geliştirme;
• Alternatif yollar bularak, problem çözme becerilerinin gelişimi;
• Balıkları ve denizaltı dünyasını tanıma;
• Birlikte çalışma, güç birliği – dayanışma duygusunu geliştirmek
Araçlar: Resim kağıtları – boyalar; Çeşitli örtüler.
Isınma: Hangi balık adlarını biliyorsunuz? Herkes bir balık olsun; Bu balık nasıl yüzüyor? Nasıl oyun oynuyor? Gibi bireysel canlandırmalar. .
. . Şimdi deniz altına gidiyoruz. . .
Oyun: Denizaltındaki Pi Pa Po adlı ülkede, tüm balıklar mutlu yaşarlarken, kocaman bir ahtapot (Lider canlandırır) çıkagelir ve balıkların rahatı bozulur.
Ahtapot, balıkların rahatça gezmelerine izin vermemektedir. Balıklar birşey yapamazlar, çünkü ahtapot kocamandır, kendileri ise minicik. Sonunda bir balık, Büyük Bilge Kılıç Balığı TiTaTo’ya akıl danışmayı önerir. Gidip sorarlar. TiTaTo onlara, “ahtapota karşı tek tek birşey yapamazsınız, ancak bir araya gelir, güçlerinizi birleştirirseniz, onu gönderebilirsiniz” der. **************(Burada çocuklara ipuçları verilir ama, çözümü onlar bulmalıdır). Balıklar birleşir (örtüleri kullanır, sandalyelere çıkar) kocaman, dev bir balık olurlar. Ahtapotun ödü patlar, korkuyla kaçar. Sonra da bu zaferlerini kutlarlar.
GEMİ GAZETE DRAMASI
Belki sizin de biliyor olabileceğiniz bir dramayı anlatmak istiyorum.
1. Çocuklara birer sayfa gazete verilir. Şekli sorulur.
2. Romork (gemi) olarak katlamaları için rehberlik edilir.
3. gemiler önce serbest yüzdürülür. Sonra elde dalga hareketleri ile müzik eşliğinde yüzdürülür.
4. Geminin köşesi üçgen biçiminde yırtılır. Geminin su aldığı ve battığı söylenir.
5. Batan gemiler kat yerlerinden açılır. Dörde tekrar katlanır.
Tam ortasından daire biçiminde yırtılır. Başa geçirilir. Can simidi olur. Yüzülür.
Kıyıya çıkılır. Can simidi boyundan çıkartılır. gazeteler parçalanır.
Bunlar su damlacıklarıdır. Havaya savrulur. Gazete parçacıkları tekrar yerden toplanır, tekrar havaya atılır.
Oyunun bu bölümü diğer gazete dramalarında olduğu gibi kağıtların poşet içinde toplatılıp top yapılması sonrası;
istop, voleybol, basketbol, bacaklar arasından top kaçırma, kollardan top kaçırma gibi bir çok top oyunu oynanabilir.
Gerisi yaratıcığımıza ve çocuklarda ulaşmak istediğimiz amacımıza göre hareket etmeye kalıyor.
AHTAPOT VE MİNİK BALIKLAR
Isınma: Hangi balık adlarını biliyorsunuz? Herkes bir balık olsun; Bu balık nasıl yüzüyor? Nasıl oyun oynuyor? Gibi bireysel canlandırmalar
Şimdi deniz altına gidiyoruz.
Oyun: Denizaltındaki Pi Pa Po adlı ülkede, tüm balıklar mutlu yaşarlarken, kocaman bir ahtapot (Lider canlandırır) çıkagelir ve balıkların rahatı bozulur
Ahtapot, balıkların rahatça gezmelerine izin vermemektedir Balıklar birşey yapamazlar, çünkü ahtapot kocamandır, kendileri ise minicik Sonunda bir balık, Büyük Bilge Kılıç Balığı TiTaTo’ya akıl danışmayı önerir Gidip sorarlar TiTaTo onlara, “ahtapota karşı tek tek birşey yapamazsınız, ancak bir araya gelir, güçlerinizi birleştirirseniz, onu gönderebilirsiniz” der**************(Burada çocuklara ipuçları verilir ama, çözümü onlar bulmalıdır) Balıklar birleşir (örtüleri kullanır, sandalyelere çıkar) kocaman, dev bir balık olular Ahtapotun ödü patlar, korkuyla kaçar. Sonra da bu zaferlerini kutlarlar.
KÖFTELER KIZARIYOR
Amaç ve Kazanımlar:
SDA
A6: Başkalarıyla ilişkilerini yönetebilme
K2: Grup etkinliklerine kendiliğinden katılır.
K7: Gerektiğinde lideri izler.
K8: Gerektiğinde liderliği üstlenir.
Malzeme:
Taze ve bayat ekmekler
Uygulama:
Öğretmen sınıfa taze ve bayat ekmek getirir.
* Her çocuğa hem bayat hem de taze ekmekten birer parça tattırır. Aradaki farkı söylemelerini ister.
* Bayat ekmekleri nasıl kullanabileceğimiz hakkında konuşulur.
* Ardından bayat ekmeklerden köfte yapılabileceğini anlatarak köfte kızartma dramasına geçilir. Drama çocuklara anlatılarak uygulanır.
* Daha sonra öğretmenin rol dağıtımına göre 6-7 çocuk yere yatarak kenetlenirler ve kıyma rolünü alırlar.
* Bazı çocuklar ise yağ, tuz, karabiber rollerini üstlenirler. Aşçı ve yardımcısı kıymaları yoğururlar.
* Daha sonra yağ, tuz, karabiber ekleyerek köfte haline getirirler.
* Köfteleri (çocukları) teker teker büyük bir hayali tavaya yerleştirirler.
* Aşçı ve yardımcısı köfteleri kızartmaya başlarlar. Aşçı “bakın nasıl kızarıyorlar” der.
* Köfteler kızardıkça “cozur cozur” veya “cızır cızır” sesler çıkartırlar. Aşçı “şimdi kızaranları ters çevirelim” der ve köfteleri ters çevirerek kızartırlar.
* En sonunda köfteler teker teker tabağa alınır ve gruptaki diğer çocuklara yemeleri için dağıtılır.
* Köfteleri yiyen çocuklar, köftelerle ilgili düşüncelerini söylerler.
* İkinci aşamada tüm roller değiştirilerek oyun tekrar oynanır.
* Dramanın tartışma kısmında yaşananlarla ilgili olarak konuşulur.
* Ayrıca çocuklarla sevdikleri yemekler hakkında sohbet edilir.
* Sonrasında yapılanlar özetlenerek etkinlik sonlandırılır.
EĞLENCELİ MAKARNALAR
. çocuklar gaire olacak şekilde sırt üstü yatarlar . Onlar makarnadır ve pişmeyi bekliyorlardır.
. . . Öğretmen şimdi sizi pişiriyorum der ocağı açar çocuklar ayaklarını vurarak kaynamaya başlarlar
. . . . arasıra karıştırmak için yanlarına gidilip bir sağa sola karıştırılır. (sopa gibi uzun bir oyuncakla)çocuklar bu arada sağa sola sallanırlar. .
. . . birkaçkez daha kaynatılıp çocukların ilgi durumuna göre karıştırma tekrarlanır. . . .
. . . Daha sonra makarna süzülür. . . Çocuklar ayaklarını karınlarına çekerler
. . . Salça, yağ, peynir veya buna benzer soslar hazırlanır. Çocuklara yavaş yavaş dökülür. . . (ÇOCUKLAR GERÇEK GİBİ HEM GÜLÜYORLAR HEM EYVAH salçalancam diye birbirlerine sarılıyorlar. .
. . . Sonra en eğlenceli kısmı onları yemek çatal ve kaşık oyuncakları ile güzel pişmiş makarnalar burunlarından kulaklarından yenir gibi yapılır. .
. . . Makarnaların bir kısmı ayrılıp komşuya yollanır. . Bir kısmı kediye buzdolabına
. . . Çocukların ilgi düzeyine göre her biri canlandırılır.
ETKİNLİK ADI: Gazete Okuyalım (Düzenli-Düzensiz)
Sınıfta düzenli ve düzensiz sıralar yapılır. Nerelerde sıraya girmemiz gerektiği hakkında konuşulur. Daha sonra öğretmen çocukları iki iki eşleştirir, arka arkaya sıraya dizer. Eşler el ele tutuşur. Çocuklar gazete sayfaları olur. Bir sayfadaki çocuk, resim; yanındaki çocuk haber olur. Resim olan çocuk, ne resmi olduğunu söyler. Diğer çocuk da o resimle ilgili haberi söyler. Haberleri vücut diliyle anlatmaları istenebilir. Diğer çocuklar haberin özelliğine göre (mutlu, üzücü vb. ) yüz ifadelerini değiştirirler. Sayfalar çevrilir. Çevrilirken haberi okunan çocuklar kenara çekilir. Arkalarındaki çocuklara sıra gelir. Çalışmanın başındaki ve sonundaki sıraların hangisinin düzenli hangisinin düzensiz olduğu hakkında çocuklarla konuşulur. Hadi bu gazetemizi Alilerin evine götürelim denilerek hikaye ye giriş yapılır.
NEREDE
Öğretmen ‘Evet çocuklar şimdi ben Kral Aslanın yaşadığı ormana onu aramaya gidiyorum. Bir tane aslan seçilir ve o bir köşede uyuyordur. Benimle gelmek ister misiniz? Çok eğlenceli bir orman gezisi olacak. Yalnız çok dikkatli olmalıyız! Ormanda bazı tuzaklar olabilir! Bunlara çok dikkat etmeliyiz. Birde çok sessiz olmamız gerekiyor! Aslana yakalanmamaya dikkat edeceğiz. Haydi, şimdi sessizce beni takip edin bakalım. Öğretmen daha önceden sahilde tuzaklar hazırlamıştır. Tuzakların hazırlanmış olduğu bölüm orman olarak kabul edilir. İlk tuzak bir su birikintisi. Öğretmen: ‘ Oda ne bir su birikintisi. Eyvah! Çocuklar bu bir tuzak olabilir bunu geçmek için ne yapabiliriz?’ Diye sorar. Çocuklar cevap verir: ‘üstünden atlayalım. ’ Tüm sınıf üstünden atlayarak orman gezisine devam ederler. Biraz sonra karşılarına bir tuzak daha çıkar. Bu tuzağın sadece bir işareti vardır. Öğretmen bu tuzağı ip bağlayarak hazırlamıştır. Öğretmen çocuklara tekrar sorar: ‘Eyvah çocuklar yine bir tuzak daha. Şimdi bunu nasıl geçeceğiz?’ İp biraz yukarıdan bağlıdır. Çocuklar cevap verir: ‘İpin altından geçelim. ’ Hepsi birden ipin altından geçerler. Ormanda geziye devam ederler. Derken… Karşılarına güzel bir çiçek bahçesi çıkar. Öğretmenin hazırlamış olduğu renkli fon kartonlarla yapılmış olan çiçekler yerdedir. Hepsi birden çiçekleri toplarlar. Daha sonra aslana ulaşırlar. Aslan olan çocuk yerinde uyumuş numarası yapıyordur. Çocuklar çiçekleri toplarken ses çıkarmışlardır. Bu arada aslan uyanıp çocukları yakalamaya çalışır. Çocuklar aslana yakalanmamak için kaçarlar. Aslanın yakaladığı çocuk ebe olur. Bu sefer aslan yakalanan çocuk olur.
DUYGULAR
Öğretmen üzgün, mutlu duygusal yüz ifadelerinin olduğu kağıtlar hazırlamıştır. Her ifadeyi oyun parkındaki bir oyuncağın üzerine asar. Sonra çocuklarla sırayla oyuncakların yanına gidilir, oradaki ifadenin ne olduğu sorulur. Bu ifadeler üzerine konuşulur. Çocuklardan onları mutlu, üzgün, sinirli eden bir şey düşünmeleri ve bunu hareketleri ile göstermeleri istenir.
KARDA EĞLENCELİ
MEKÂN: BAHÇE
Öğretmen çocuklara ne yapacaklarını yüksek sesle anlatır. Çocuklar hareketleri istedikleri gibi canlandırır. Öğretmen “Kar yağıyor, bahçeye çıkmak için giyinelim” der. Çocuklar palto, çizme ve eldiven giyme hareketlerini taklit ederler. Öğretmen: “Her taraf karla kaplı, haydi karda yürüyelim” der. Çocuklar ayak kaldırarak ve dizleri bükerek yürürler. Öğretmen “Kardan adam yapalım” der. Çocuklar yere eğilme, karı avuçlama ve kardan adam yaparlar. Öğretmen: “Üşüdük ısınalım der”. Çocuklar zıplama, kolları hareket ettirme, elleri birbirine sürtme hareketlerini yapar. Öğretmen “şimdi de kartopu oynayalım” der. Çocuklar kartopu yapıp birbirine atarlar. Öğretmen: “Karları kürekleyerek yol açalım” der ve çocuklar kürekle karları iki tarafa atarlar.
BAHÇIVAN
Çocuklar büyük bir halka oluştururlar, yere otururlar. Çocuklar arasından bir bahçıvan ve bir de yaramaz çocuk seçilir. Bahçıvan çiçekleri sularken yaramaz çocuk bahçede dolaşmaktadır. Bahçıvan yaramaz çocuğun yanına giderek sakın çimlere basma, çiçekleri koparma der. Yaramaz çocuk beni yakalamayı başarırsan söylediklerini yaparım der ve kaçmaya başlar. Ama yaramaz çocuk hangi hareketi yapıyorsa bahçıvan da aynı hareketleri yapmak zorundadır. Örneğin çocuk iki kez kendi kendi etrafında dönerse bahçıvan da dönecek, tek ayakta koşarsa bahçıvan da tek ayakta koşacaktır.
Soğan-Sarımsak
Amaç: Tanışma, Isim öğrenme
Sayı: Herhangi bir grup
Süre: 10 dakika
Katılımcılardan daire seklinde ayakta durmaları istenir, ortada bir ebe vardır. Önce herkes solundaki ve sağındaki kişilere ismini
sorar. Daha sonra ortadaki ebe, birine işaret ederek “soğan” ya da “sarımsak” der. Işaret ettiği kişi, ebe “soğan” derse solundaki
kişinin, “sarımsak” derse sağındaki kişinin en fazla 3 saniye içinde ismini söylemek zorundadır. Eğer sorulan ismi doğru olarak
söylerse, ebe bir başka kişiye ayni şekilde soğan ya da sarımsak diye sorar. Eğer sorulan kişi ismi doğru olarak söyleyemezse,
bu durumda ebe o olur ve önceki ebe onun yerine geçer. Oyunu yöneten kişi, uygun gördüğü zaman oyunu durdurur.
Not: Oyunu biraz daha hareketlendirmek için, oyunu yöneten kişi istediği zaman katılımcılardan yerlerini değiştirmelerini
isteyebilir. Böylece herkes birden fazla isim öğrenecektir. .
TREN ÇALIŞMASI
Çocuklar arka arkaya sıra olurlar ve birbirlerine tutunarak tren oluştururlar. en öndeki çocuk lokomotif olur ve diğerleri de vagonlar olurlar. lokomotif ne yaparsa vagonlar da aynısını yaparlar.
Çocuklar treni oluşturduktan sonra öğretmen yönergelerle çocukları yönlendirir: “ilk önce düz bir yolda ağır ağır ilerliyor trenimiz. İlerde dik bir yokuş var; tırmanıyoruz, tırmanıyoruz. Şimdi de yokuştan inmeye başladık, gittikçe hızlanıyoruz. İlerde büyük bir viraj var. . . ” lokomotif arada bir düdük sesleri çıkarır ve yönergelerde istediği gibi canlandırmalar yaparak gruba liderlik yapar. İsteyen çocuklara lokomotif olma olanağı verilerek rol değişimleri yapılır.
Drama tamamlandıktan sonra çocuklarla yapılan bu drama hakkında konuşulur. Etkinlik sırasında neler hissettikleri, hangi bölümlerde zorlandıkları sorulur.
Daha sonra çocuklara tren resminin olduğu çalışma sayfaları verilerek yırtma yapıştırma tekniği ile tamamlamaları istenir.
DRAMA
Öğretmen çocuklara “Şimdi hepimiz, sanki elimizde fırça varmış gibi duvar boyayacağız. Hepiniz bir renk seçin. Ben de size içinde o renk olan boya kutusu vereceğim. Sonra da herkes kendi duvarını boyayacak” der. Öğretmen çocuklara hayali boya ve fırçalarını dağıtır. Çocukları odanın duvarları boyunca sıralar. Çocuklar hayali fırçalarını boya kutusuna batırıp, boyamaya devam ederler. Daha sonra duvarı kalçaları ile kafa ile boyamalarını söyler. Boyama süresinde herkes kendi alanını boyamalı, arkadaşlarının alanına girmemeye özen göstermelidir.
GÜVEN HAVUZU
KURAL:
• Sahneye çıkarılan kişilerden bir grup oluşturuluyor.
• Eşleşmeler yapılıyor.
• Kişi geriye doğru yaslanmaya başlıyor ve diğer eş onu iterek doğrultmaya çalışıyor.
• Paylaşım yapılıyor. (eşimi zayıf gördüm güvenemedim vb açıklamalar yapılıyor. )
ŞİŞE DRAMASI
Çocuklardan yere yatıp gözlerini kapatmaları istenir.
Şimdi küçük bir şişenin içindesiniz.
Şişenin içinde o kadar sıkışmışsınız ki, bütün vücudunuz ağrıyor.
Kocaman bir çöl burası.
Çok uzun zamandır oradasınız. Belki 100 yıl kadardır ordasınız.
Yardıma çok ihtiyacınız var gerçekten.
Biri gelse de beni kurtarsa diye düşünüyorsunuz.
Tam bu sırada bir çocuk geçiyor.
Şişeyi alıyor, sallıyor, sağına soluna bakıyor, kapağını açıyor.
Önce şişeden başınız çıkıyor.
Sonra omuzlarınız.
Biraz da sallanıyorsunuz.
Sırayla her yerinizi çıkarıyorsunuz.
Ayaklarınız çıkmıyor, sallayın sallayın.
ohhh be!
Artık şişeden çıktınız. Özgürsünüz!
Ellerinizi ayaklarınızı, kollarınızı rahatça hareket ettirebiliyorsunuz.
Derin bir nefes alıyorsunuz.
Şimdi istediğiniz gibi hareket edebilir, bağırabilir, hoplayıp zıplayabilirsiniz
GUNESIM OLURMUSUN
Çocuklara rolleri verilir.
Rollerine uygun sanat köşesinde aksesuarlar yaparlar.
Çocuklardan biri güneş diğerleri ağaç, çiçek ve çeşitli hayvan rollerini üstlenirler. Güneşin arkası dönüktür. Her çocuk önce ismini sonra ne olduğunu söyler. ” Benim adım…. Ben bir ağacım” Ardından “Lütfen güneş beni ısıtır mısın ?” der. Böylece tüm çocuklar isimlerini söylemiş olurlar ve hepsi birer varlığı canlandırırlar. Oyun sırasında güneş de soru sorar. “Neden üşüyorsun vb. ”Dramanın sonunda çocuklara hissettikleri ile ilgili sorular sorulur.
EVİN BÖLÜMLERİ
Çocuklara “şimdi ben hepinizin eline çok yapışkan bir madde sürüyorum ama bunu çıkarması çok zor “diyoruz. “diğer elimizi kullanmak yok şimdi herkes sınıfta dolaşarak bunu çıkarmaya çalışsın” bu sırada çocukların bazıları yere sürterek bazıları birbirinin üzerine sürterek ellerini çıkarmaya çalışırlar. Bir müddet sonra” çıkartamadınız değil mi çünkü bu çok yapışkan ne yapsanız çıkmıyor” “hadi şimdi mutfağa gidelim orda bazı araçlar bulalım elimizdeki yapışkanı çıkarmaya çalışalım” komutu verilir. sonra herkes sınıfta dağılır yine çıkarmaya çalışırlar. ” evet şimdi söyleyin bakalım mutfakta neyle çıkarmaya çalıştınız. ” sorusunu sorar burada amaç çocukların mutfakta hangi araçların kullanıldığının farkında olup olmadıklarını görmektir. yapışkan yine çıkmadı salona gidelim, banyoya gidelim, yatak odasına gidelim denilir. hepsinden sonra tek tek neyle çıkarmaya çalıştıkları sorulur. en sonunda ben yapışkanları elinizden alıyorum, diyerek etkinlik sonlandırılır. yine evin bölümleriyle ilgili sınıf 4 gruba ayrılır. bir grup mutfak bir grup salon bir gurup yatak odası bir grup banyo olur. grup üyelerinin her biri evin o bölümünde bulunan bir eşya olur. gruplar sırayla evin o bölümünü nasıl oluşturduklarının son halini diğer grupların önünde sergiler. onlarda hangi şeklin hangi eşya olduğunu tahmin eder. sonra gruptaki kişiye sorulur hangi eşya olduğu her grup bitene kadar devam eder.
BEDENİMİZ DAİRE
Çocuklar sandalyelerinde otururlar ve öğretmenin verdiği yönergeleri uygularlar. öğretmen ilk önce işaret parmakları ile havada daire çizmelerini ister. daha sonra tek ellerini kullanarak daire yapmalarını ister, ardından iki elleri ile daire yapmalarını söyler. daha sonra sıra ile tek kolları ile, her iki kolla, tüm vücutları ile daire yapmalarını ister. daha sonra çocuklar ayağa kalkarlar. iki kişi birlikte daire yapar, ardından dört kişi birlikte daire oluşturur. daha sonra tüm çocuklar birlikte çeşitli şekillerde daireler oluştururlar.
Daha sonra yapılan bu drama hakkında konuşularak çocukların fikirleri ve yaşantıları dinlenir. etraftaki daire şekilleri sorulur, örnekler vermeleri istenir. Ardından de destekleyici etkinlik olarak kırmızı ve siyah fon kartonlarına çizilmiş daireleri keserek uygun şekilde birleştirmeleri ve bir uğur böceği oluşturmaları istenir.
Aynı uygulama kare, üçgen, dikdörtgen hatta çocuklarla daha önceden çalıştıysanız beşgen, altıgen gibi diğer geometrik şekiller için de uygulanabilir.
ŞİŞE DRAMASI
Çocuklardan yere yatıp gözlerini kapatmaları istenir.
Şimdi küçük bir şişenin içindesiniz
Şişenin içinde o kadar sıkışmışsınız ki, bütün vücudunuz ağrıyor.
Kocaman bir çöl burası
Çok uzun zamandır oradasınız. Belki 100 yıl kadardır ordasınız.
Yardıma çok ihtiyacınız var gerçekten.
Biri gelse de beni kurtarsa diye düşünüyorsunuz.
Tam bu sırada bir çocuk geçiyor
Şişeyi alıyor, sallıyor, sağına soluna bakıyor, kapağını açıyor
Önce şişeden başınız çıkıyor
Sonra omuzlarınız
Biraz da sallanıyorsunuz
Sırayla her yerinizi çıkarıyorsunuz
Ayaklarınız çıkmıyor, sallayın sallayın
ohhh be!
Artık şişeden çıktınız. Özgürsünüz!
Ellerinizi ayaklarınızı, kollarınızı rahatça hareket ettirebiliyorsunuz.
Derin bir nefes alıyorsunuz.
Şimdi istediğiniz gibi hareket edebilir, bağırabilir, hoplayıp zıplayabilirsiniz.
KEDİ
Çocuk sütünü içecek. Kaşığı önündeki bardağa batırıp karıştırıyor. Bardağı ağzına dikkatle götürüyor. Bunu bir kaç kez tekrar ediyor. Bu sırada dört ayak üzerine yürüyerek kedi taklidi yapan bir başka çocuk yanına geliyor. Süt içen çocuğa sürünüyor, ondan sütünü istiyor. Çocuk eliyle kediyi itiyor, git işareti yapıyor. Ama kedi gitmiyor. Çocuğun önündeki sütü içiyor. Çocuk gözlerini oğuşturarak ağlamaya başlıyor
CANLI TELEVİZYON
Amaç: Korkak-cesur, soğuk-sıcak, büyük-küçük, alçak-yüksek gibi kavramların eğitimini vermek.
Süreç: Büyük grupta küçük grup çalışması
Drama Oyunu: Büyük grup, 3-4 kişilik küçük gruplara ayrılır. Bir grup, televizyon izleyicisi olarak sandalyelerde oturur. Ellerinde hayali bir uzaktan kumanda aleti vardır. Diğer gruplardan her biri birbirine karşıt iki kavramı (cesur-korkak gibi) canlandırmak üzere hayali televizyon ekranına gelir. Birinci gruptaki çocuklar, hareketsiz olarak “televizyon” diye belirlenen yerde dururlar. İzleyicilerden biri “klik” diyerek televizyonu açar gibi yapar. Televizyondaki grup “cesur olmak” ile ilgili hareketler yapar. Bir süre sonra aynı izleyici, bu kez “geç” diyerek kanalı değiştirir gibi yapar. Televizyondaki grup bu kez “korkaklıkla ilgili hareketler yapar. İzleyiciler hangi karşıt kavramların sergilendiğini tahmin etmeye çalışırlar. İkinci grup başka karşıt kavramlarla televizyona çıkar ve rollerini oynar. Tüm oyuncu grupları rollerini oynadıktan sonra, izleyici rolündeki çocuklar oyuncu gruplardan biriyle rollerini değiştirirler.
Tartışma Aşamaları
Zihinde canlandırma: Televizyon oyununda rol alan ve televizyonu izleme rolundeki çocuklar gördüklerini zihinlernde canlandırmaya çalışırlar.
Tanımsal düzey: Çocuklara, oyunun nasıl oynandığı sorulur. Oyundaki tüm karşıt kavramları rol alarak canlandıran çocukların davranışları tanımlanmaya çalışılır. Örneğin”cesur olma” ve “korkak olma” rolunde yapılan davranışların neler olduğu çocuklara açıkça sorulur.
Duygusal Düzey: Birbirine karşıt kavramları canlandırırken çocukların hangi duyguları hissettikleri sorulabilir. Söz konusu kavramlar karşısında ne hissettikleri izleyici rolündeki çocuklara sorulabilir.
Bilişsel Düzey: Drama oyununda çalışılan kavramlarla , insanlar arasındaki sorunlar ve ilişkiler üzerine sorular sorulabilir. Cesur ve korkak olmakla ilgili örnekler verilebilir.
Yaşantısal Düzey: Çocuklara, gerçek yaşantılarında söz konusu olan kavramlara ve bu kavramlara ve bu kavramlarla ilgili yaşantılara ilişkin sorular sorulabilir.
Geliştirme Düzeyi: Tüm grup, genel olarak başka hangi durumlarda , cesur ya da korkak olunabileceğini tahmin etmeye çalışır. Cesur ya da korkak olmanın sonuçları grupla tartışabilir.
Destekleyici Etkinlik
Çocuklar, öğretmenle birlikte , içinde cesurluk ve korkaklık davranışlarının ve ilgili kahramanların geçtiği bir öykü oluşturmaya çalışırlar. Cesur ve korkak olmayla ilgili tekerleme ve şarkılar yaratılmaya çalışılır ve söylenir.
Not: Bu drama oyununun formatı kullanılarak , amaçlar kısmında belirtilen : soğuk-sıcak, büyük-küçük, alçak-yüksek gibi diğer kavramlarla da çalışılabilir.
Prof. Dr. Alev Önder’in Eğitici Drama Uygulamaları kitabından alıntıdır.
UZUN KISA
ISINMA ÇALIŞMASI: Balonlar
HEDEF:PMA:A1:Bedensel koordinasyon gerektiren belirli hareketleri yapabilme.
K1:sözel yönergelere uygun olarak ısınma hareketlerini yapabilme.
SÜREÇ: Bütün sınıf.
İsteyen çocuklar oyuna çağrılır. herkesin kendine bir eş bulması istenir. eşlerden biri
Balon, diğeri ise pompa olur uzun balondurlar. şimdi pompalar balonları şişirmeye başlıyor. aa uzun balonlarımız uzamaya uzayın balonlar uzayın . başladı
balonlarımız uzuyor pompalarımız yoruldu.
Zaten biraz daha şişirirlerse balonlar patlayacak. dikkat edelim ki patlamasın pompalarımız çalışmaya başladı. balonlarımız dayanamıyorlar patlamaya başlıyorlar teker teker
Evet bütün balonlarımız patladı şimdide pompalar balon, balonlarda pompa olsun diyerek oyun devem eder.
ESAS ÇALIŞMA: Arkadaşını İncele
SÜREÇ: Bütün sınıf
YAŞ:5-6
MATERYAL:—-
HEDEF:SDA:A1:Kendini tanıyabilme.
K1:Fiziksel özelliklerini söyler.
Çocuklar daire olurlar öğretmen herkes birbirinin boylarını incelesin. bakalım en uzun boylu arkadaşınızı bulabilecek misiniz. şimdi herkes elini önüne koysun ve parmaklarını incelesin
Herkes en uzun boylu Parmağını tutsun. der . sırayla uzundan kısaya parmaklar sıralanır. un uzun boylu arkadaşlarını göstermeleri istenir.
RAHATLAMA ÇALIŞMASI: Çiçek
HEDEF: SDA: A2: Duygularını fark edebilme
K2: Duygularının nedenlerini söyler
Çocuklardan gözlerini kapamaları istenir kendilerini minik bir tohum olarak hissetmeleri söylenir siz minik bir tohumsunuz sizi şimdi toprağa ektiler ama yeraltı çok karanlık ve sessiz korkuyorsunuz şimdi üstünüze yağmur yağıyor üşüyorsunuz… güneş çıkıyor ilk önce üstünüzdeki toprağı ısıtıyor toprak ısındıkça sizde ısınıp hareketleniyorsunuz yavaş canlanmaya başladınız filiziniz çıktı uzamaya ve büyümeye başladınız şimdi uzun bir çiçek oldunuz acaba hangi çiçeksiniz merak ediyorum şimdi hangi çiçek olduğunuzu düşünün 5’e kadar sayıcam 5 dediğimde gözlerinizi açabilirsiniz
_ Çocuklara neler hissettikleri sorulur
_ Hangi çiçek oldukları sorulur
_ neden o çiçeği seçtikleri sorulur
KOLAY ZOR
ISINDIRICI DRAMA
ETKİNLİK ADI: BA
AMAÇ -4 Algıladıklarını hatırlayabilme.
KAZANIM -4 Varlıkların şeklini söyler.
YAŞ: 5-6
Kavram: Kolay-zor
MATERYAL: Çeşitli resimler
SÜREÇ: Çamaşırı elinde yıkayan bayanla makinada yıkayan bayan, evini el süpürgesiyle süpüren bayanla elektrikli süpürgeyle süpüren bayan resimleri vb. resimler çocuklara gösterilir. Hangilerinin kolay hangilerinin zor olduğu çocuklara sorulur. Çocuklardan da kolay ve zor olan şeyleri söz alarak söylemeleri istenir. Ve söylediklerini canlandırmaları için çocuğa fırsat tanınır. Her çocuk istediği kolay ve zor olan hareketi canlandırır. Öğretmen de bir canlandırma yapar çocukların bilmesini ister. Çocuklar bilince de onlara güzel bir oyun oynayalım mı çocuklar diye sorar. Ve öğretmen çocuklara; “şimdi sizinle “Bul ve Yan Yana Koy” oyunu oynayacağız diyerek oyuna geçerler.
ESAS ÇALIŞMA
ETKİNLİK ADI: Bul ve yan yana koy BA
AMAÇ -5 Varlıkları çeşitli özelliklerine göre eşleştirebilme
KAZANIM -1 Varlıkları bire bir eşleştirir.
MATERYAL: Kartlar
SÜREÇ: Öğretmen çocuklara; “şimdi sizinle “Bul ve Yan Yana Koy” oyunu oynayacağız. Torbadan herkes bir kart seçecek. Seçtiğiniz karttaki özelliğe göre ne yapmanız gerektiğine karar vereceksiniz. Bunun için arkadaşlarınızın ellerindeki kartları inceleyerek onlardan yararlanacaksınız. Örneğin, sizin elinizde çektiğiniz kartta halter kaldıran adam resmi var. Sizin, diğer arkadaşlarınızın kartlarını inceleyip halter kaldıran adam resmini bulmanız ve resmi bulunca arkadaşınızdan isteyerek yere yan yana koymanız gerekiyor” diyerek oyunu anlatır. Öğretmen oyunu çocuklara anlattıktan sonra elindeki torbayı sallayarak “Haydi kartı çek, bul ve yan yana koy” diyerek oyunu başlatır. Çektiği karta uygun olarak resimleri yan yana getiren çocuğa öğretmen resimlerin benzer ve farklı yönlerini, kolay zorluk bakımından değerlendirmelerini sorar. Oyun çocukların ilgisi doğrultusunda devam eder. Oyun bitiminde çocuklar minderlere geçerler.
RAHATLAMA ÇALIŞMASI
ETKİNLİK ADI: DA
Amaç -4 Kendini sözel olarak ifade edebilme
KAZANIM -5 Söz almak için sırasını bekler.
SÜREÇ: Öğretmen oyunda kullandı kartları çocuklara göstererek resimler hakkında konuşma yaparlar. Çocuklar sırayla resimde gördükleri zor mu kolay mı onları tartışırlar.
PATLAT BALONU KAR YAĞSIN
Önce kar tanecikleri krapon kağıdından yuvarlama yapılarak küçük top haline getirilir. Şişirilmemiş bir balonun içine atılır hepsi. ( Kar tanelerinin çok olması önerilir).
Daha sonra balon şişirilir ve bağlanır. Toplu iğne ile balonlar patlatılır.
Aynı işlem için bir sürü balon hazırlamanız gerekecek, çünkü bir daha bir daha öğretmenim diyecekler
KAR DRAMASI
Gazete kağıtalarıyla yapılabilecek zevkli bir drama örneği de ben vereyim. Daha önce bir arkadaş benzer bir örnek yazmış. Fakat bu biraz daha farklı. Sadece baş kısmı diğerine biraz benziyor.
Çocuklara birer gazete yaprağı verilir. Ve gazete kağıdı şekilden şekile sokularak neye benzediği çocuklara sorulur.
– Kağıt baş üstünde tutulur, neye benziyor sizce denilir. (Çocuklar şapka, çatı, baca gibi farklı yanıtlar veriyorlar)
– Kağıt bele sarılır, şimdi neye benzedi.
– Kağıt bacağa sarılır şimdi ne oldu?
Sırasıyla kola, ellere, parmaklara, ayaklara sarılır kağıt ve her seferinde çocuklara neye benzediği sorulur. Daha sonra çocuklardan ellerindeki kağıtla bir şeyler yapmaları istenir. Çocukların yaptıkları şekiller tahmin edilmeye çalışılır. İsteyen tüm çocuklara şekil yapma fırsatı verildikten sonra gazete kağıtlarıyla nasıl sesler çıkarılabileceği sorulur ve çocukların verdikleri cevaplara göre ses çıkarma çalışması yapılır. (Örneğin sallayınca nasıl ses çıkarır? Buruşturunca nasıl ses çıkarır? Silkeleyince nasıl ses çıkarır? gibi)
Son olarak gazetelerimizi yırtsak nasıl ses çıkarır? denilerek çocukların kağıtarı küçük parçalar halinde yırtmaları sağlanır. Yırtılan gazete parçaları üzerinde yürünerek nasıl ses çıkardığı, çıkan sesin neye benzediği üzerinde konuşulur.
Daha sonra yırtık parçalar öğretmen tarafından toplanarak yukarıya atılır. Şimdi neye benzedi sorusu yöneltilir çocuklara. Çocuklar kar cevabına yönlendirilir. (Buna fazla uğraşmanıza gerek kalmadan çocuklar direk kar diyorlar zaten)
Ve haydi kar topu oynayalım denilerek yerdeki gazete parçacıklarından toplar alınarak kar topu oynanır. (Arada bir çocukları tutup gazete parçacıklarının içine yatırıp, . . . . . . . ‘yı kara yatırdım, haydi çocuklar üzerine kar atalım, derseniz oyun çok daha zevkli bir hale geliyor. )
Çocuklar oyundan sıkıldıklarında daha doğrusu yorulduklarında (çünkü sıkılmıyorlar haydi bir kardan adam yapalım denir. Gazete kağıtları toplanarak, çöp torbalarına doldurulur (3-4 torba oluşturulur bu şekilde). Çöp torbalarının ucu bağlanır. Çocuklara bu torbaların neye benzediği sorulur. Yanıtları alınır. Daha sonra çocuklar çöp torbalarından oluşturulan top sayısı kadar gruba ayrılır. Önlerine makas, yapıştırıcı, şişe kapakları, ipler, kumaş parçaları, farklı kağıt parçaları (Biz bu etkinlik için elişi kağıdı, fon kartonu, oluklu mukavva ve grafon kağıdı çalışmalarından artan parçaları kullandık) ve aklınıza gelebilecek her türlü artık materyal çocukların önüne konur. Ve çocuklara “Sizler şimdi bir sergiye hazırlanan heykeltraşlarsınız. Bakalım sergimize nasıl ürünler yapacaksınız” denilir. (Biz çalışmalar yapılırken hiç müdahale etmedik. Çok güzel eserler çıktı ortaya. O eserleri de Anaokulu girişindeki dolaplarımızın üzerinde sergiledik. Çocukları almaya gelen velilere çocuklar kendi çalışmalarını tanıttılar. )
Hem çocuklar, hem de öğretmenler açısından çok keyifli bir çalışma. Çocuklar tekrar tekrar istiyorlar.
UÇURTMA DRAMASI
Öğretmen ve çocuklar sınıfta dağınık şekilde dururlar. Öğretmen:
Kollarınızı yana açın ve bir uçurtma gibi durun
Şimdi herkes bana hangi renk olduğunu söylesin. (Öğrencilerin renklerini ifade etmelerine fırsat verilir. )
Evet şimdi yavaş yavaş gökyüzüne yükseliyoruz. (Yavaş yavaş ayak ucuna yükselmeleri istenir. )
Artık gökyüzündeyiz. Bir uçurtma gibi sağa sola zikzak çizerek uçun (Çocuklardan söylenenleri dramatize etmeleri istenir. )
Şimdi sıra ile herkes aşağıda gördüklerini anlatsın(Sıra ile öğrencilerden ifade etmeleri sağlanır. )
Yoooo… olamaz rüzgar çıktı ve çok sert esiyor vvvvvuuu…. (Öğrencilerden daha savruk hareket etmeleri beklenir)
Rüzgârla baş etmek çok zor olmaya başladı. Hadi aşağıya inin (Aşağı inmeleri ve yerlerine oturmaları istenir. )
RENKLER ÜLKESİ
(Renkler korosu sahnededir. Korodaki çocukların hepsinin elinde, ait oldukları rengi simgeleyen balonlar vardır. Elbiseleri ve başlıkları da simgeledikleri renktedir. Koronun en arka sırasında kahverengi, siyah ve beyazı simgeleyen çocuklar vardır. Öndeki yedi renk çocuk sırayla birer adım öne çıkarak konuşurlar. )
KIRMIZI : Biz tam yedi kardeşiz
TURUNCU: Güneş bizim annemiz
SARI: Gökkuşağı evimiz
MAVİ: Biz tam yedi çiçeğiz
LACİVERT: Doğa bizim ülkemiz
MOR: Biz tam yedi çocuğuz
KORO: Işıkla oluşuruz Resimde buluşuruz
(Korodaki tüm renk çocuklar el ele tutuşarak halka oluştururlar. Olanaklara göre canlı yada teypten gelen müzikle dans ederek dönerler. Bu arada şarkı da söylerler. Şarkının renklerle ilgili olması gereklidir. Koronun söylediği iki dize de ezgilenerek kullanılabilir. şarkı ve dans bitice sahneye ressam ve hemen arkasından da çiçekli çocuklar korosu girer. ressamın elinde paleti ve fırçası vardır. ressamın oluşturacağı resmin izleyiciler tarafından görülebilmesi için kağıdın yeterince büyük olması gereklidir. )
KIRMIZI : (Elindeki kırmızı gülü sallayarak gelir. )Kırmızı gül gülüyor. resimde göz süzüyor.
RESSAM : ( Kağıda gül çizerken )Kırmızı güle bakın, dikeninden sakının
TURUNCU : (Turuncu bir çiçekle gelir. Çiçeğini sallar). Turuncuyu alalım güneşi boyayalım
RESSAM: ( Kağıdın sağ üst köşesine güneş resmi yaparken) Güneşimi boyadım, ısındım, aydınlandım.
SARI: ( Elinde papatyalarla gelir, çiçeğini sallar. )Altın gözlü papatya, güler yüzlü papatya
RESSAM: ( Kağıdın alt tarafına papatyalar çizerken. ) Papatyasız kır olmaz. Kırsız resim hoş olmaz
YEŞİL: ( Elinde yeşil yapraklı bir dalla gelir. ) Yeşil ağaçla çimen, resme girsinler hemen
RESSAM: ( Bir ağaç resmi yaparken. )Doğa yeşilsiz olmaz, insan doğasız olmaz
MAVİ: Mavi gök mavi deniz, martılar nerdesiniz?
RESSAM: ( Göğü ve denizi maviye boyarken. ) Küçük mavi dalgalar, mavi gökte bulutlar
LACİVERT : (Elinde bir menekşeyle gelir. Menekşeyi sallar. Lacivert bir menekşe, çocuğun yüzünde neşe
RESSAM: ( Menekşeleri çizerken). İşte güzel menekşe, bakıyor hep güneşe
MOR: ( Elinde leylak ve sümbüllerle girer, çiçekleri sallar. ) Mor leylakla sümbül, doğaya ödül.
RESSAM: ( Leylak ve sümbülleri çizerken) Dağın yücesi mordur, resim yapması zordur. Aferin sana ressam. Resmimiz oldu tamam. Dağları biraz mora boyar
KAHVERENGİ : Hayır hayır. Resim olmadı tamam. Nerde kahverengi topraklar? Toprak rengi o dağlar?
RESSAM : (Dağları toprakları kahverengiye boyar)İşte dağlar topraklar. Resmimiz oldu tamam
BEYAZ: Hayır tamam olmadı. Hani beyaz bulutlar? Köpük köpük dalgalar?
RESSAM : (Denize dalga köpükleri, göğe beyaz bulutlar ekler. ) Dalgalarla bulutlar. Resmimiz oldu tamam.
SİYAH : Hayır hayır olmadı. Nere kara kayalar? Kara kanatlı kuşlar?
(Ressam kaya resmi yapar, kuşların kara kanatlarını çizer çabucak. İzleyicilere bakar. Resmin bazı eksiklerini tamamlar. )
RESSAM: Ne dersiniz oldu mu?( Seyircilerin isteklerini yanıtlamaya çalışır gibi) Ne dediniz? Bir ev mi?( Hemen küçük bir ev kondurur resme. )(Seyircilere) Anlamadım. Top oynayan çocuklar mı? İşte. . . (Seyircilerin istekleri olursa ekler. )
Balonlu çocuklar korosu, çiçekli çocuklar korosu, ressam el ele tutuşarak bir halka oluştururlar. Baharla çiçeklerle ilgili bir şarkıyla dönerlerken oyun biter
YAĞMUR
Çocuklar daha önce boşaltılmış alanda ayakta durular. Öğretmen (hepimiz gökyüzündeki bulutlarız. Bir rüzgar esti, bulutlar hareket etmeye başladılar. (çocuklar sağa sola hareket ederler. )
üşüdüler, bulutlar birbirine sokuldular. tekrar rüzgar esti, vuu. . vu. . vuuu. . . (öğretmen rüzgar sesini taklit eder. )Bulutlar hareket etmeye başlar. (çocuklar birbirinden uzaklaşarak sağa sola hareket ederler. )
Yağmur olarak yere düştüler. (yere çömelirler. )
SEÇİM
öğretmen çocuklara rol dağılımı yapar. çocukların bazıları asker, bazıları düşman, kızlarda askerlere yemek yapan anneler olur. Öğretmen çocuklara çocuklar düşmanlar yurdumuzu sarıyorlar, herkesi evinden atıyorlar, herkes düşmanlarla mücale ediyor savaşıyor der. çocuklarda içlerinden geldikleri gibi yapmaya çalışırlar. kızlar askerlere yemek yaparlar. daha sonra atatürk ve askerleri gelerek düşmanları yurdumuzdan kovarlar. öğretmen devreye girer. çocuklar yeni bir yönetim kuralım seçim yapalım der. önceden hazırlanmış kağıtlar çocuklara verilir ve seçim yapılır. seçimi kazanan başbakan olur. başbakan seçilen çocuk. diğer çocuklara “çocuklar bu günü size armağan ediyorum. sizler büyüyün vatanımıza hayırlı evlatlar olun ülkemizi koruyun”der. daha sonra müzik açılır. müzik eşliğinde özgün olarak dans edilir.
İYİLİK MELEĞİ
OYUNCU SAYISI : Tüm sınıf
MALZEME : Yok
UYGULAMA:
1 AŞAMA:
Gruptaki çocuklar iki alt gruba ayrılırlar Gruplardan birindeki çocuklar “İYİLİK MELEĞİ” rolünü üstlenirler Diğer gruptakiler ise, kendilerine iyilik yapılacak olanlardır İyilik meleği rolündeki çocuklar, diğer gruptaki çocuklardan birini, kendisine söylemeden seçerler gün boyunca (yarım gün boyunca), kendi kararlaştırdıkları üç iyilik (üç olumlu davranış) yaparlar
Süre sonunda tüm grup toplanır ve kendisine iyilik yapılan çocuklar, hangi çocuğun kendilerinin iyilik meleği olduğunu tahmin edip, kendilerine yapılan “üç iyiliği” anlatırlar
Yine oyuncular yavaş yavaş şişerler Fakat sonunda ağzı açılan bir balon gibi olmaları söylenir Çocukların istekleri doğrultusunda uygulama tekrarlanılır Sonunda da tartışma sorularına geçilir
2 AŞAMA:
İki grubun rolleri değiştirilerek devam edilir Yani birinci aşamada, iyilik emeleği olan çocuklar, ikinci aşamada kendilerine iyilik yapılan çocuk rolünü alırlar
NOT: Kendisine iyilik yapılan çocukların, iyilik meleklerinin kim olduğunu, verilen süre boyunca bilmemeleridir
TARTIŞMA SORULARI:
Öncelikle her çocuk, kendisine iyilik yapan çocuğun adını söyler
1 TANIMSAL DÜZEY
• Yapılan iyilikler nelerdir?
• Yapılan davranışlar neden iyidir?
2 DUYGUSAL DÜZEY
• Yaptığımız bu çalışmayı sevdiniz mi?
• İyilik yapan rolündeyken ne hissettin?
• İyilik yapılan rolündeyken ne hissettin?
3 BİLİŞSEL DÜZEY
• Olumlu davranışlar nelerdir?
• Olumsuz davranışlar nelerdir?
4 YAŞANTISAL DÜZEY
• Hiç bugüne kadar balonunuz patladı mı?
• Başka balon çeşitleri var mı?
ÖN YARGININ KÖTÜLÜKLERİ
(Bir gün ay, güneş, bulut, dünya konuşmaya başlamışlar…)
Ay: Ben geceleri ortaya çıkarım gökyüzünü aydınlatırım.
Güneş: Bende ışık kaynağıyım herkesi ısıtırım.
Bulut: Ben yağmur, kar, dolu, yağdırırım, gökyüzünü kaplarım.
Dünya: Benimse üstümde ucsuz bucaksız ormanlar, okyanuslar, denizler, insanlar, hayvanlar, bitkiler ve de bir çok güzellik var.
Güneş: Dünya kardeş sana bir soru sora bilir miyim?.
Dünya: Tabiî ki güneş kardeş sora bilirsin.
Güneş: Senin üstündeki insanları ben çok merak ediyorum nasıllar acaba. (O sırada ay da atılıp. )
Ay: Evet bende çok merak ediyorum. Hep sorucaktım ama nasıl soracağımı bilememiştim.
Bulut: Niye merak ediyorsunuz ki? Çokta merak edecek bir şey yok ki.
Dünya: Çok merak ettiğseniz görün bakalım nasıllarmış?
Güneş: Tamam o zaman.
Ay: Bana da uyar.
(Bunu üstüne; dünya kendi etrafında dönmüş bir gün olmuş. Ay dünyanın etrafında dönmüş 1 ay olmuş. Dünya Güneşin etrafında dönmüş 1 yıl olmuş. Bu sırada Bulut durmuş olup biteni izliyormuş. Ay yaklaşmış Güneş uzaklaşmış kış olmuş. Bu arada Bulut ‘tan yağmur , kar, dolu, yağmış. Güneş Dünya’ya yaklaşmış yaz olmuş. Bulut’ta eski haline gelmiş. Arada yaklaşıp, uzaklaşma sıralarında ilkbahar, sonbahar olmuş. Her şey bittikten sonra yeniden toplanıp konuşmaya başlamışlar. )
Dünya: İnsanlar nasılmış öğrendiniz mi?
Güneş: Hepsi çok kötü her şeyde kendilerini düşünüyorlar çok benciller.
Ay: Haklısın Güneş kardeş; birine bir şey olsa öbürü hiç umursamıyorlar. Yardım etmek yerineyse kötülük yapıyorlar.
Bulut: Yanılıyorsunuz kimseye ön yargılı davranmayın çok kötü bir şey bu çok ayıp.
Dünya: Bir saniye insanları benden iyi kimse tanıyamaz. Çünkü onlar benim üzerimde yaşıyorlar. Tamam içerilerinde kötüleri var ama bir, iki kişi kötü diye hepsi kötü değil.
Birinin bir şeyi olsa koşar yardım ederler. Bunu sakın unutmayın hiçbir şeye veya hiçbir kimseye ön yargılı davranılmaz…
Güneş: Özür dilerim bir daha kimseye ön yargılı davranmayacağım.
Ay: Bende özür dilerim ve bende kimseye ön yargılı davranmayın
MEVSİMLER
4 mevsim sırayla kendilerini anlatmaya başlamışlar. İlk olarak Sonbahar konuşmaya başlamış.
Sonbahar: Ben yazdan sonra gelirim. Benim zamanında hayvanlar barınacakları evleri hazırlarlar o barınakları kışı geçirmek için ellerinden geldikleri kadar yiyecekle doldurmaya çalışırlar. İnsanlarda evlerinde kışın yakacaklarını alırlar ama onlar yiyecek stoğu yapmazlar.
Çünkü onlar kışın yiyeceklerini dışarıdan alabilirler. Ben geldiğim zaman ağaçlardaki yapraklar sararır ve dökülmeğe başlar. Çiçekler solmaya başlar ve de son olarak güneş uzaklaşmaya başlar. Ben den sonra ise kış gelir.
Kış: Ben de ise insanlar o aldıkları yakacakları yakarak ısınırlar ve çok kalın giyinirler. Hayvanlar ise kış uykusuna yatarlar. Benim geldiğim zaman güneş çok uzaklaşmış olur. Benim mevsimimde çiçek olarak tek kardelen açar. Aaaa! neredeyse unutuyordum. Ben geldiğim zaman kar, yağmur, dolu yağar, hava genelde kapalı olur, bulutların renkleri değişir.
Ama sonradan her şey eski haline döner ve ilkbahar gelir.
İlkbahar: Ben geldiğimde doğa derin bir uykudan uyanır. Çiçekler açar ağaçlar yeşerir hayvanlar uyanır uykucuları da uyandırırlar. Herkes bir mutluluk içinde etrafta dolaşır hayvanlar uzun bir uykudan sonra bir birlerini selamlarlar. Sanki doğa şarkı söylemeye başlar. Çok güzel çiçek, ağaç kokuları her tarafa yayılır. Güneş gittikçe yaklaşmaya başlar. İnsanlarda kışın etkisini üstlerinden atarak çiçekleri koklar o kışın giydikleri giyeceklerin yerine daha ince ve rahat kıyafetler giyinirler. Sonrada yaz gelir.
Yaz: Evet ben gelirim herkesin içini ısıtırım. Herkes mutluluk içerisinde yazın tadını çıkarılar.
Çocuklar etrafta koşup oynarlar. Etrafta kuş cıvıltıları, hayvan sesleri, şelalelerin şırıltıları ve daha bir sürü güzellikler. Gökyüzü parıldar, güneş iyice yaklaşır ve en çok benim zamanımda gökyüzünde kalır. Ya gece ise parlar her şey çok nettir. Tırtırlar kozalarından çıkarak kelebeğe dönüşürler. Hayvanlar şarkı söylerler etrafta dans ederler. Her şey sanki bir orkestra şefinin uyum içinde yönettiği bir senfoni gibi sürüp gider
YAZ GELDİ HAYDİ PLAJA
Topluca yapılacak olan pandomim öncesi hazırlıklar yapılır.
• Sınıfın ortasına renkli bant yapıştırılır, deniz ve sahil bölümü birbirinden ayrılır. Sahil bölümüne minderler ve hasırlar konulur.
• Çocuklar, öğretmenin önderliğinde, plaj çantalarına gerekli olan eşyaları, malzemeleri (mayo, havlu, hasır, güneş yağı)yerleştirir gibi yaparlar. Sonra ikişerli olarak el ele tutuşup plaja giderler.
• Plaja gelindiğinde önce yere hasır serilip oturulur. Sonra, bir masanın ya da perdenin arkasında mayo giyilir gibi yapılır. Çocuklar birbirlerinin vücudunu güneş yağı ile yağlarlar ve kilimlerin üzerine önce sırt üstü, sonra yüzükoyun, sonra da sağ ve sol yanlarına yatarlar (öğretmen de aynı hareketleri yapar).
• Sonra renkli bantla belirtilmiş olan deniz kenarı hattını geçip denize girerler (yan yana dizilmiş yumuşak minderlerin üzerine atlarlar). Denizde isteyen yüz üstü, isteyen sırt üstü yüzer. Denizden çıkınca kurulanır. Mayolar çıkarılıp, şortlar giyilir. Hasırlar toplanır, eve dönülür.
• Öğretmen: Yaptığımız geziyi, baştan sona kim anlatmak ister?
—Plaja ne yapmaya gittik?
—Plaja giderken yanımıza neler aldık? Niçin?
—Neden güneş yağı ile yağlanırız?
—Denize girmeden önce ne giyilir?
—Denizde kaç türlü yüzeriz? Gösterin.
—Denizden çıkınca neyle kurulanırız, neden?
—Mayomuzu denizden çıkar çıkmaz niçin değiştiririz?
—Yalnız başımıza denize niçin girmemeliyiz?
—Denize çöp olarak neler atılıyor?
—Denize niçin çöp atmamalıyız?
—Denize çöp atanlara karşı ne yapılabilir?
—İnsandan başka neler yüzer?
—Denizde yaşayan canlılar nelerdir?
1. SAYILARI ÖĞRENİYORUM:
Öğretmen eline aldığı küçük bir topu belli bir sayıya kadar elinde atıp tutarak saydırır. Daha sonra herhangi bir öğrenciye topu atar. Öğrenci ise öğretmenin kaldığı yerden saymaya devam eder. Öğretmen dur değince öğrenci topu bir başka arkadaşına atar ve bu sefer yeni öğrenci saymaya diğer arkadaşının kaldığı yerden devam eder. Oyun bu şekilde devam eder.
Örnek: 2, 4, 6, 8, . . . . . . . . .
2. ÖYKÜYÜ DEVAM ETTİRME:
Öğretmen bir öyküyü başlatır. “ Bir gün küçük bir ülkedeki kral uykudan kalkmış ve aynaya bakmış. Bir de ne görsün. . . . . . . . . . . . ” öğretmenin seçtiği öğrenci devam eder. Daha sonra öğretmen o öğrenciye teşekkür ederek başka bir öğrenciye söz verir ya da öğrenciye bir başka arkadaşını seçmesini söyler.
Not:: Öyküye yapılacak katkı bir kelime olabilir birkaç cümlede, önemli olan öyküyü bir kelimede olsa ilerletebilmektir. Öykü bir şekilde tamamlanmalıdır. Öykü tamamlanıncaya kadar bir öğrenci birkaç kere söz alabilir.
3. HAREKETLE BUL:
Öğrenciler bir çember yapılır. “ Çember nedir?” diye sorulur. İçi boş bir yuvarlak diye yanıtlanır. Daha sonra içine birkaç öğrenci sokulur. Bu sefer “Ne oldu?” diye sorulur. Daire cevabı verilir. Aynı şekilde kare ve üçgen şekilleri de öğretilebilir.
4. MEVSİMLER:
Önce mevsimler konusu sınıfta kısaca anlatılır. Sonra sınıf gruplara ayrılır. ( 4 Grup ) her gruba canlandıracağı mevsim fısıldanır. Öğrenciler kendi aralarında anlatacakları mevsimi çalışırlar. Öğretmen bu esnada öğrencilere fikir olarak yardımcı olabilir. Sunum aşamasında öğrenciler hem canlandırma yaparlar hem de sınıfa mevsim ile ilgili ipuçları verirler. Canlandırma sonunda canlandırılan mevsimi sınıfın bulması istenir. Bütün grupların canlandırması bitince gruplar birbirlerini eksikleri yönünde eleştirmeye başlarlar. En iyi canlandıran grup alkışlanır.
5. ÇÜNKÜ İLE ANLATMA:
Öğretmen ya da bir öğrenci herhangi bir olayı tanımlar. Sonraki çocuk “çünkü” diyerek o olayın nedeni olabilecek başka bir olay ya da kişiyi bulup söylemeye çalışır.
Örnek: Adamın ceketi ıslandı. 1- çünkü yanına şemsiye almamış 2- çünkü çok yağmur yağıyormuş.
6. MEKANİK ÇALIŞMAYI ANLATMA:
Duyu organlarının ya da vücut sistemlerinin öğrencilere mekanize edilerek anlatılması.
Örnek: Sindirim sisteminin anlatılması; İki öğrenci ağız, bir öğrenci ise lokma olur. 4 öğrenci boğaz ve yutak, iki öğrenci mide, iki öğrenci özsular, dört öğrenci ince bağırsak, dört öğrenci kalın bağırsak ve bir öğrencide anüs olur. Lokma ağızdan girer ve tüm organları geçerek anüsten çıkar. Bu geçiş esnasında öğrenciler elleriyle çeşitli hareketler yaparlar. Örneğin lokma midedeyken iki öğrenci lokmayı birbirlerine doğru itip çekerler. Öğretmen gerekirse lokmanın geldiği her yeri adım adım açıklayabilir. Tabii bu esnada “Lokma şimdi hangi organda?” şeklinde sorularda sorabilir.
Günlük temizlik, selamlaşma, haberleşme, fotosentez, aile ortamı vb. konular canlandırılabilir.
DRAMA ÖRNEĞİ 1
Bu sınıfta bir kişinin dışarıda bir nöbetçi öğretmenle tartışıp ona vurup kaçtığını gördünüz. Sınıfa döndüğünüzde sınıf içindeki tavrınız ne olurdu?
1. Alkışlarız.
2. Öğretmenden özür dileyecek birkaç kişi seçeriz.
3. Hiçbir şey görmemiş duymamış gibi yaparız.
4. Arkadaşımızla konuşup özür dilemesini sağlarız.
5. Sınıfın adını kötüye çıkardığı için onunla sınıfta hiç kimsenin konuşamamasını sağlarız.
DRAMA ÖRNEĞİ 2
Sınıfta çok zor ve önemli bir dersten sınav var. Ama siz hiç çalışmadın. ( öğrencilerden ikisine hitaben söylüyoruz. ) Arkadaşınla kafa kafaya verip. Kopya çekmeye karar veriyorsunuz.
Konu: Karar verme ve kopya yöntemini tartıştırıyoruz.
DRAMA ÖRNEĞİ 3
Öğrenciler 4 gruba ayrılır. Aşağıdaki tümceler yazılmış kağıtlar kendilerine verilir.
1. Acaba nasıl davranmalıyım?
2. Hani bir daha yapmayacaktım?
3. Doğru mu?
4. Anlayamadığım bir şey var mı?
5. Nasıl merak ettim biliyor musun?
6. İlk kez mi oluyor sanki?
7. Bütün bunlar gerçek mi?
8. Neden ayrıntıları anlatmak istemiyorsun?
9. Seni çok sevdiğimi biliyorsun değil mi?
10. Bunu konuyla ne ilgisi var?
Yanıtlarını birer konuyla karşılarına yazmaları istenir.
Süre sonunda gruplardan ortaya çıkan konuları sınıf içinde canlandırmaları istenir.
DRAMA ÖRNEĞİ 4
Okul yaşamları boyunca çeşitli davranış ve tutumlarıyla, olumlu yönleriyle hiç unutamadıkları ve olumsuz yönleriyle hiç unutamadıkları öğretmenlerini gözlerini kapatarak hayal etmeleri istenir. Ve ardından sorulur. Yıllar sonra bu öğretmeninizle karşılaştığınızda öğretmeninize ne söylemek isterdiniz diye sorulur.
Öğrencilerden birkaçına söz verildikten sonra sınıfta söz almayan diğer öğrencilere şu sorular yöneltilir.
11. Öğrenciler öğretmenlerini sevmedikleri için mi?
12. Dersi sevmedikleri için mi?
13. Yoksa okulu sevmedikleri için mi böyle davranıyorlar?
14. Öğretmenin öğrencilere karşı davranışı haklı mı haksız mı?
15. Öğretmen sizce nasıl davranmalıydı?
16. Sizce bu sınıfın her hangi bir problemi var mı? Eğer varsa sizce çözüm yolları nelerdir?
KARDA EĞLENCE
Öğretmen yüksek sesle anlatmaya başlar
Kar yağıyor, bahçeye çıkmak için giyinelim(Palto, çizme, eldiven giyme hareketleri)
Her taraf karla kaplı haydi karda yürüyelim(Ayakları kaldırarak ve dizleri bükerek yürüme)
Kardan adam yapalım(yere eğilme karı avuçlama ve kardan adam yapma hareketleri)
Üşüdük, ısınalım(Zıplama kolları hareket ettirme, elleri birbirine sürtme)
Şimdi de kartopu oynayalım(kar topu yapma birbirine atma)
karları kürekleyerek yolları açalım(kürekle karları iki tarafa atma)
Sınıfa dönme zamanı geldi(koşarak hoplayarak yürüme)
içeriye girelim.
TAŞIT
Çocuklar araba , kamyon, tren, motosiklet gibi taşıt araçları olur, trafiğe çıkarlar. Biri ambulans , biride trafik polisi olur. Herkes kendine özgü sesi çıkarır ve hareket eder . Derken arabalar kaza yapar, çarpışırlar. Şoför ambulansla hastaneye götürülür(Bu ve benzeri olaylarla öykü genişletilir)
LEYLEK
Ormana leylekler gelmiş (dizlerini karınlarına çekerek leylek yürüyüşü taklidi yapılır). Ormanda dolaşmış, dolaşmış, sonra uykuları gelmiş. Tek ayaklarını karınlarına çekerek gözlerini kapatmışlar. Bu sırada ormana bir avcı gelmiş. Tüfeğini doğrultmuş, etrafa ateş etmiş. Leylekler uyanmış, uçmaya başlamışlar